Merhaba, ben Betül. Biz küçük bir mahallede yaşıyoruz. Mahallemizde bir sürü çocuk var. Biz çocuklar olarak mahallemizin parkında her gün toplanır, oyunlar oynarız. Her dakika farklı bir çocuk bulunur, o kadar seviyoruz yani parkımızı! Çünkü bu park diğer parklar gibi değil. Parkımızda tahterevalli, salıncak, kaydırak, futbol sahası, voleybol sahası, basketbol sahası, kum alanı, tırmanma alanı ve daha sayamadığım birçok şey var.
Bir gün yine mahallenin çocukları olarak her zamanki gibi heyecanla parka gittik. Parka gidince birkaç adamın parkın alanının ölçüsünü aldığını gördük. Yanlarına gidip burada ne yaptıklarını sorduk. Adamlardan biri, “Buraya kocaman bir bina yapacağız,” dedi.
Adam bunu söylediği anda hepimiz şok olduk ve birbirimize bakmaya başladık. Bir süre sonra hep birlikte, “Parkımızı yıkamazsınız, buraya bina yapamazsınız!” diye bağırmaya başladık. Ama adamlar bizi umursamadan ölçümlerini yapıp gittiler.
Aldığımız haberle olduğumuz yerde kalakaldık. En sonunda Zümra sessizliği bozup, “Neden parkımızı kurtarmak için bir şey yapmıyoruz?” dedi. Herkes bunu çok mantıklı buldu ve fikrini söyledi. Ortaya bir sürü fikir çıktı.
Fakat bizim en çok beğendiğimiz Çınar’ın imza toplama fikri oldu. Bu yüzden hiç vakit kaybetmeden ev ev dolaşıp herkesten imza topladık. Büyükler de bize destek oldu. İki gün içinde imzaları belediyeye götürdük. Belediye, cesaretimiz için bizi tebrik etti ve parkımızı korumak için yetkililerle konuşacağını söyledi.
Bunun üzerine sevinçle belediyeden ayrılıp parkta her gün nöbet tuttuk. Birkaç gün sonra belediyeden haber geldi: “Park kalacak, buraya bina yapılmayacak!”
Haberi duyunca hepimiz sevinçten havalara uçtuk ve birbirimize parkı en iyi şekilde koruyacağımıza söz verdik.
Artık parkımızı korumak bizim için sadece bir görev değil, bir mutluluktu. Her gün daha çok oyunlar oynadık, yeni arkadaşlar edindik ve parkımıza gözümüz gibi baktık. Çünkü bu park, sadece oyun oynadığımız bir yer değil, aynı zamanda arkadaşlığımızın ve birlikte başarmanın simgesiydi.
Son
İrem K. 8-C