Dinlememesi olduğunu söylesem, ne düşünürsünüz? İzin verin, anlatayım.
Ben konuşmaya 4 yaşında başlamışım. O kadar çok konuşuyormuşum ki annemler beni bir yere götürmekten çekiniyorlarmış. 3-4 yıl sonra artık herkes önemsiz konuştuğumu düşünüp beni fazla takmamaya başlamış. Tabii ki bir noktadan sonra yaptıkları bu şeye çok kırılmışım farkında olmadan. Mesela, ailem beni görmezden geldiğinde odama çekilip ağlar, yastığımı sırılsıklam edermişim. Arkadaşlarım da beni dışlamaya başlamıştı o aralar. Daha ilkokula gidiyordum halbuki. Ve bunların tek sebebi fazla konuşmamdı.
Neyse, asıl konumuz olan hastalığıma dönelim.
Bir gün, sırtımdaki acıyla açtım gözlerimi sabaha. O kadar çok acıyordu ki sanki bıçak saplıyorlarmış gibi hissettiriyordu. Yatağımdan kalkıp aceleyle lavaboya gittim ve sırtıma baktım. Yaralar vardı… Etrafı morarmış ve su toplamıştı. Anneme söylemeyi düşündüm fakat dinlemeyeceğini, dinlese bile üzüleceğini düşündüğüm için söylemedim. Annem bir gün sırtıma dokunduğunda acıyla bağırdım ve merak edip sırtıma baktı. Soluğu hastanede almıştık. Doktor bakar bakmaz:
“Sen zona olmuşsun.”
dedi bana. O da neydi bilmiyordum. Sorduğumda, bana bu hastalığın yaşlılarda görüldüğünü, sinir, stres ve üzüntü kaynaklı vücudun çeşitli yerlerinde yaralar oluşturduğunu söyledi. Ve bu hastalık çocuklarda ilk kez bende görülmüştü.
3-4 ay hastanede yattım ve bu hastalığın kronik olduğunu öğrendim. Stres ve üzüntü yaşadığımda hâlâ vücudum kaşınıyor ve yaralar çıkıyor. Sizce de bu hastalık 9 yaşında bir çocuk için fazla ağır değil mi? Ve bunların tek sebebi insanların beni dinlememesi.
Şimdi kendi zamanımıza gelince, bir şey çok dikkat çekiyor: İçime kapanık olmam ve az konuşmam.
Gerçekten, bir insanın, hatta bir çocuğun, ufacık bir sebep yüzünden bunları yaşaması doğru mu? Siz siz olun, insanları görmezden gelip dinlememezlik etmeyin. Çünkü bazıları gerçekten kırılabiliyor, hatta geleceğini batırabiliyor.
Almina 7-D