SELDA YAŞAR İle Röportajımız

1. Yazmaya nasıl başladınız? Sizi yazmaya iten en büyük motivasyon neydi?

Yazmaya okul sıralarında, lise yıllarımda başladım. Sanırım beni yazmaya iten, içime sığmayan hayallerimdi. Kendimi bildim bileli zihnimde hikâyeler dolaşır durur. Onları çocuklarla paylaşma cesaretini ise öğretmenliğim sayesinde buldum.

2. Yazım süreciniz nasıl ilerliyor? Önceden plan yapar mısınız, yoksa akışına mı bırakırsınız?

Her hikâyenin yolu farklıdır. Bazen bir fikir zihnime düştüğünde hikâyenin sonunu da beraberinde getirir. Bazen de o sona ulaşmam için hikâyeyi uzun süre yanımda taşımam gerekir. Hikâye kendi şeklini bulana dek, doğasını bozmadan sabırla eşlik ederim ona.

3. İlham kaynaklarınız neler? Günlük yaşamdan mı, okuduklarınızdan mı, hayallerinizden mi besleniyorsunuz?

İlhamımın en saf kaynağı doğadır. Orada yazmak için ihtiyaç duyduğum her şeyi bulurum. Sessizliği, döngüyü, sabrı ve şaşırtıcı ayrıntıları.

4. Yazar tıkanıklığı yaşadığınızda bunu nasıl aşıyorsunuz?

Zorlamam. Durgunluğu yaratımın bir parçası olarak görürüm. Toprak nasıl kışın sessizliğinde baharı hazırlar, ben de kalemim sustuğunda beklerim. Ve dinlerim.

5. Edebiyat dünyasında kendi sesinizi nasıl buldunuz?

İçimdeki şarkıyı duymaya başladığımda buldum. Duyduğum ses benimdi; kendi yoluna güvenen bir ses.

6. İlk kitabınızı yazarken en çok zorlandığınız şey neydi?

Yazdıklarımı paylaşma cesaretini bulmak. Kalbinizi ortaya koyduğunuz bir metni başkalarının yargısına açmak kolay olmuyor.

7. Yazmaya yeni başlayanlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?

Dinleyin. Dünyayı, insanları, sessizliği, rüzgârı… Yazmak, çoğu zaman bilmekten çok duymaya dayanır.

8. Dijital platformlar ve sosyal medyanın yazarlık üzerindeki etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Görünürlük açısından neredeyse zorunlu bir mecra hâline geldi. Ancak burada gerçekle sahtenin sınırları siliniyor. Okurun nitelikli olanı ayırt etmesi artık çok daha zor.

9. Hangi türde yazmayı en çok seviyorsunuz ve neden?

Doğayla iç içe hikâyeler yazmayı seviyorum. Bir ağacın dili olmayı, bir kurdun izinden dağları arşınlamayı… Bu tür hikâyelerde insan dışındaki sesler dile gelir ve ben o sesleri duyurmayı önemsiyorum.

10. Kendi yazılarınızla ilgili en çok aldığınız geri bildirimler neler?

Çocuklardan gelen “Bu kitap beni düşündürdü” cümlesi beni en çok etkileyenlerden. Bir yazar için bundan daha kıymetli bir geri dönüş var mı, bilmiyorum.

OKURLUK ÜZERİNE

1. Sizi en çok etkileyen yazarlar kimlerdir?

Ursula K. Le Guin, Gabriel García Márquez, Dostoyevski, Virginia Woolf ve Roald Dahl. Hepsi farklı nedenlerle beni derinden etkilemiştir; kimisi hayal gücüyle, kimisi içsel derinliğiyle, kimisi dildeki estetikle.

2. Yazarlık yapmanızın okuma alışkanlıklarınıza etkisi oldu mu?

Elbette. Artık yalnızca hikâyeye değil, yazarın anlatım tercihine, ritmine, cümlelerin nabzına da dikkat ederim.

3. Kitap seçimlerinizi nasıl yapıyorsunuz? Belirli bir türü mü tercih ediyorsunuz?

Okuma zevkim zaman içinde değişti ve şekillendi. Şu sıralar en çok roman okuyorum. Ama türden çok, yazarın dili ve anlatım biçimi benim için belirleyici.

4. Günümüzde okuma alışkanlıklarının değiştiğini düşünüyor musunuz?

Evet. Çocukların kitaplarla kurduğu ilişki güçleniyor gibi görünüyor. Ama yetişkinlerin yalnızca küçük bir kısmı düzenli okuyor. Herkes kitap okuduğunu söylüyor ama gerçekte çok az insan okuyor.

5. Bir kitabın sizi etkilemesi için hangi özelliklere sahip olması gerekir?

Yetkin bir dil, özgün bir bakış açısı ve anlatılan şeyin ötesine uzanabilen bir derinlik.

6. Basılı kitap mı, e-kitap mı, sesli kitap mı? Tercihiniz ve neden?

Tercihim basılı kitap. Ama zamanın yetmediği anlarda sesli kitaplara başvuruyorum. Özellikle yürürken dinlemek, hikâyenin zihnime başka bir yoldan sızmasına imkân veriyor.

7. Okurların kitaplarla daha derin bir bağ kurabilmesi için ne önerirsiniz?

Öncelikle ilgimizi çeken kitapları bulmamız gerekiyor. Ardından dikkatimizi ve zamanımızı gerçekten oraya vermek. Bir metnin içine ancak böyle gömülebiliriz.

8. Bir kitabı yarım bırakır mısınız, yoksa ne olursa olsun bitirir misiniz?

Sevmediğim bir kitabı bitirmek için kendimi zorlamam. Zaman çok kıymetli. Bu herkesin övdüğü bir kitap bile olsa, beni içine almıyorsa bırakırım.

9. Edebiyatın insan hayatındaki en büyük rolü sizce nedir?

Zihnimiz karanlık bir oda gibidir. Her kitapla birlikte o odada yeni bir pencere açılır. Bazen o ışıklarla aydınlanırız, bazen gözlerimiz kamaşır, yönümüzü şaşırırız. Ama sonunda daha derin bir farkındalıkla kendimize döneriz. Edebiyat bunu sağlar.

10. Kitap kulüpleri ve topluluklar hakkında ne düşünüyorsunuz? Okuma deneyimini nasıl etkiliyorlar?

Bir kitabı tek başına okumak, yalnızca kendi sesini duymaktır. Ama başka seslerle buluştuğunda metin başka kapılar açar. Ne çok bakış açısı olduğunu görürüz.  Kabımıza kaç damla sızdığını da…

Selda Yaşar

Öğrenci:
Related Post