ZAMANDA YOLCULUK

Merhaba, ben Ayşe. Biz üç arkadaş — yani ben, Sena ve Ceyda — maceraları çok severiz. Şimdi size hayatımızdaki en büyük ve en unutulmaz maceramızı anlatacağım.

Bir gün Sena, okulun yanındaki parkta yırtık bir harita buldu. Bu harita, bir zaman makinesinin yerini gösteriyordu! Hemen heyecanla bize gösterdi. Haritayı inceledik ve işaretli yerin boş bir arsa olduğunu anladık. Ama biz macerayı çok seven üç arkadaştık, hemen ertesi gün gitmeye karar verdik. Ailelerimizden izin alıp yola çıktık. Yaklaşık yarım saat yürüdükten sonra haritadaki yere ulaştık.

Oraya vardığımızda çok şaşırdık. Çünkü karşımızda sadece üç kişilik bir bisiklet vardı! Başta hayal kırıklığı yaşadık; zaman makinesi diye beklediğimiz şey bir bisiklet olamazdı. Ama bisikletin yanına yaklaştığımızda, üzerinde bir düğme ve kapalı bir ekran olduğunu fark ettik. Ceyda, heyecandan hemen düğmeye bastı. Ekran açıldı ve bize bir zaman seçmemiz gerektiğini, ama sadece üç hakkımız olduğunu söyledi.

Ben de, “Hepimiz sırayla bir zaman söyleyelim ve o sıralamayla gidelim,” dedim. Sena ve Ceyda da kabul etti. İlk ben seçecektim, sonra Sena, sonra Ceyda. Ben, Atatürk’ü çok sevdiğim için Kurtuluş Savaşı’nın olduğu döneme gitmek istedim.

Bisikleti biraz inceledik ve nasıl ışınlanacağımızı anladık. Bisiklete bindik ve tarihi yazdık. Gözlerimi kapatıp açtığımda kendimi savaş alanında buldum. Karşımda Atatürk duruyordu! Gözleri masmavi, saçları sapsarıydı. O an kalbim hızla atıyordu. Atatürk’e hayran hayran bakarken bir anda üzerime top mermisi düşmek üzereydi! Neyse ki Sena, ışınlanma tuşuna bastı.

Gözlerimi tekrar açtığımda bu sefer karşımda yavru bir dinozor vardı! Meğer Sena dinozorların zamanına gitmek istemiş. Çok şaşkındım. Sena, yavru dinozoru sevmek istedi. Ona tehlikeli olduğunu söylesek de dinlemedi ve yanına gitti. O anda yavru dinozorun annesi ortaya çıktı.Çok korkmuştuk. Neyse ki bu kez Ceyda düğmeye basarak bizi kurtardı.

Ama bu sefer, telaştan bizi ıssız bir adaya ışınladı. Başta sorun olmaz diye düşündük çünkü bisiklet yanımızdaydı. Fakat birden zaman makinesi arıza verdi.Sena ve ben panik yaparken, Ceyda çok mutluydu. Çünkü yanlışlıkla da olsa bizi hayalindeki yere getirdiğini düşünüyordu.

Tam o anda annemin sesiyle uyandım:

  • Ayşe kızım, hadi kalk! Okula geç kalacaksın!

Gözlerimi açtım, meğer hepsi bir rüyaymış! Okula gidince hemen Sena ve Ceyda’ya anlattım. İkisi de çok şaşırdı ve aynı anda, “Keşke gerçek olsaydı!” dediler.

O sırada Sena çantasını açtı ve içinden buruşuk bir harita çıkardı…

Gözlerimiz parladı.

Yoksa… her şey yeni mi başlıyordu?

SON

İrem K. 8-C

admin:
Related Post